AI sistemlerinin şarkı oluşturma yeteneği, müzik endüstrisine yeni bir meydan okuma sunuyor. Bu fenomen, yaratıcılık, telif hakkı ve müzik endüstrisinin gelişimi gibi kavramlar üzerine birçok tartışmayı ateşledi. Sanatçılar, kayıt stüdyoları ve hukuk uzmanları bu konuya ilgi göstererek, teknoloji ile insan emeği arasındaki optimal dengeyi bulmanın gerekliliğine dikkat çeken önemli sorular gündeme getirdi.
AI’nin müzikteki mevcut durumunu göstermek için country müzisyeni Tift Merritt örneğini ele alalım. Merritt’in “Traveling Alone” adlı parçası Spotify’da en bilinen eseridir. Bu şarkı, yalnız seyahat etme kapasitesini ve açık yolu düşünmeye yönelik bir balad. Bir AI müzik sitesi olan Udio’dan “Tift Merritt’in Americana şarkısını” oluşturmasını istedikten sonra, Udio kısa sürede yazara “Holy Grounds” adlı şarkıyı sundu. Şarkı, “eski yollarda sürmek” ve “tarlaların ve gökyüzünün değişimini izlemek” gibi sözler içeriyordu. Doğal olarak, Merritt’in çalışmasının tamamen benzersiz olması beklenemezdi.
Grammy adayı şarkıcı ve söz yazarı olan Merritt, sonuçtan pek memnun değil. Merritt, Udio’nun ortaya çıkardığı “taklit”in “hiçbir albümüme uygun olmadığını” belirtti. Ancak, şarkıcı, oluşturulan içeriğe daha ciddi bir suçlama yöneltiyor – bunun bir yaratıcılık belirtisi olmadığını, aksine hırsızlık olduğunu düşünüyor. Merritt, “Bu teknoloji’nin dönüştürücü olmadığını tamamen gösteriyor,” dedi. “Bu, hırsızlıktır.”
Sanatçılar Endişelerini Dile Getiriyor
Merritt’in duruşu müzik endüstrisinde birçok kişiyle yankı buluyor. Nisan ayında, Billie Eilish, Nicki Minaj ve Stevie Wonder gibi yüksek profilli sanatçılarla birlikte açık bir mektup imzaladı. Bu belge, kayıtları üzerine eğitilmiş AI tarafından üretilen müziğin “yaratıcılığı sabote edebileceği” ve insan sanatçıları marjinalleştirebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Endüstri Yasal Yollara Başvuruyor
Sorun sadece bireysel şarkıcıları değil, aynı zamanda dev plak şirketlerini de etkiliyor. Son zamanlarda, Sony Music, Universal Music Group ve Warner Music, Udio ve diğer bir müzik AI şirketi olan Suno’yu dava etti. Bu, müzik endüstrisinde AI tarafından üretilen şarkılar üzerindeki telif hakkı mücadelesine katılan ilk davalardır.
AI Şirketlerinin Yanıtı
Suno ve Udio, mahkeme yanıtlarında teknolojilerini savundu. Şirketler ayrıca endüstrinin sentezleyiciler, davul makineleri ve diğer teknolojik gelişmeler hakkında geçmişteki korku ve endişelerini hatırlatarak, bu teknolojilerin tüm müzikal yetenekli insanları yerinden edeceği düşünülmüştü. Her iki şirket de ilk konumlarını koruyarak suçsuz olduklarını belirtti ve davaların daha küçük piyasa oyuncularına saldırmak için bir araç olduğunu açıkladı.
Yasal Karmaşıklıklar ve Yeni Sorular
Bu davalar, mahkemeler için AI’nin telif hakkıyla korunan materyalleri kullanarak orijinal bir şey üretip üretemeyeceği ve kanunun bu tür durumlarda istisna yapıp yapmaması gerektiği gibi yeni sorular ortaya koyuyor. Müzikte metin, melodi, armoni ve ritmin karışması durumu daha karmaşık hale getiriyor ve bir plaj durumunu belirlemeyi zorlaştırıyor.
Müzikolog Brian McBrearty, “Müzikte sadece kelimelerin akışı değil, aynı zamanda perde, ritim ve armonik bağlam da var. Bu, farklı unsurların daha zengin bir karışımıdır ve bunu biraz daha az net hale getirir,” dedi.
Adil Kullanım Tartışması
Bu davaların kilit unsurlarından biri, telif hakkı yasasında “adil kullanım” kavramı olacaktır. Adil kullanım, belirli koşullara dayanarak telif hakkıyla korunan eserlerin bazı izinsiz kullanımlarına izin veren bir yasa hükmüdür. AI şirketleri, mevcut müzik kayıtlarının kullanımlarının “tam anlamıyla adil kullanım” olduğunu savunuyor. Ancak hukuk uzmanları, müzik üreten AI’ların, metin üreten AI’lar kadar kolay bir şekilde adil kullanım savunmasını kanıtlayamayabileceklerini öne sürüyor.
Gelecek Yol
Bu tür davalar mahkemelerde sonuçlanırsa, yaratıcı endüstrilerde AI’nin geleceği için önemli emsaller oluşturabilir. Sonuçlara bağlı olarak, yukarıda tartışılan konuların sanat üreticileri, teknoloji şirketleri ve tüketiciler üzerinde geniş kapsamlı etkileri olabilir.
Müzisyen ve müzisyenlerin çeşitli hukuk konularında uzun süreli bir aktivisti olan Tift Merritt’in bakış açısından, endişeler geçerlidir: “Yaratıcı emeği büyük ölçüde tüketip taklit etmek yaratıcı değildir. Bu, bizi rekabet etmek ve yerimizi almak için hırsızlıktır.”
Müzik endüstrisi, devam eden tartışmalar ve yasal anlaşmazlıklar nedeniyle şu anda kritik bir noktada bulunuyor. Ana soru, mevcut sorunların nasıl çözüleceği ve teknolojinin AI müzik yaratımı için gelişimine izin verirken insan sanatçıların telif haklarını koruyup koruyamayacağıdır.